Kimileri için yaşam alanlarında dekorasyonun vazgeçilmezi olan parkeler, kimileri içinse dayanıklılık ve maliyet gibi noktalara göre değerlendirilen bir dekorasyon unsuru olmaya devam ediyor.
Parke, neredeyse her evin misafiri olmayı başarabilmiş, yer döşemesinde kullanılan, şık ve sağlam bir zemin kaplama ürünüdür.
Ahşap ya da ahşap benzeri malzemelerle hazırlanan parkeler, günümüzde sağlamlık, aşınmazlık, leke tutmama ya da su geçirmeme gibi farklı kriterler üzerinden değerlendirmelere tabi tutuluyor.
Her ne kadar oldukça şık görünse de masif parkeler, nitelikli iş gücü gerektirdiği için daha maliyetlidir. Diğer yandan uzun yıllar boyunca kullanılabilir; aşınma ya da zarar görme gibi durumlarda zımpara ve cila yardımıyla ilk günkü görünümlerine kavuşturulabilirler.
Bir tür ekonomik zemin tipidir ve günümüz konut projelerinde sıklıkla karşılaşmaktayız. Gelişen teknoloji ile birlikte yeni nesil laminat parkeler daha iyi görünüyor, daha iyi performans gösteriyor ve daha önce hiç olmadığı kadar ahşap hissettiriyor. Hatta artık lüks diyebileceğimiz çoğu evlerde de laminat parke kullanılıyor.
Laminat parke, yonga levha ahşaptan yapılmış bir hibrid zemin kaplamasıdır. Genellikle profesyonel kurulum gerektiren sert ağaçların aksine, laminat parke, kurulum yapmak için son derece kolaydır. Laminatın üst kısmı, vinil döşeme gibi su geçirmez özelliğe sahiptir. Ancak vinil zemin ile tek benzerliği üst tabakasının su geçirisizliğidir. Yapı taşları birbirlerinden oldukça farklı iki malzemedir ve isimlerinin birbirlerine yakın olması sebebi ile genellikle ”Lamine parke” ile de karıştırılır.
Laminat parke 1977 yılında İsveçli şirket Perstorp tarafından icat edildi. Bu firma, atık odun parçalarını yüksek basınç, ısı ve bağlayıcı kimyasallara maruz bırakarak zemin kaplaması elde etme fikrini ortaya koydu ve o günden bugüne aynı sistemle laminat parke üretilmeye devam etmekte.